TCMB, "İhracatta ürün ve ülke çeşitliliği artarken, ihracat yapısı daha dayanıklı hâle geldi"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) blog sayfasında yayımlanan analizde, Türkiye'nin ihracat çeşitliliğinin zaman içerisindeki gelişimini, gelişmekte olan seçili ülkelerle karşılaştırmalı olarak incelendi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) blog sayfasında yayımlanan bir analizde, Türkiye’nin ihracatında ürün ve ülke çeşitliliğinin arttığı ortaya koyulurken ihracat yapısının daha dayanıklı hâle geldiği, ürün ve özellikle ürün-ülke sayısındaki artışın Türkiye’nin küresel ticarete entegrasyonunun güçlendiği değerlendirildi.
TCMB'de uzman yardımcısı olarak göre yapan Enver Sait Kurtaran ve Didem Yazıcı tarafından kaleme alınan “Türkiye’nin İhracat Çeşitliliği” başlıklı blog yazısı, Merkezin Güncesi sayfasında yayımlandı.
Yazıda ayrıca, ihracatın dengeli dağılmasının dış şoklara karşı direnci artırdığı da belirtildi.
TCMB'nin blog yazısında şunlar denildi:
Küresel ticaretin jeopolitik gelişmeler, gümrük vergileri veya finansal şoklar gibi nedenlerle kesintiye uğradığı dönemlerde, ihracatı sınırlı sayıda ürün ya da bölgede yoğunlaşan ülkeler gelişmelerden daha fazla etkileniyor. Bu nedenle, ihracatta ürün ve pazar çeşitliliği sağlamak bu tür şoklara karşı dayanıklılığı artırıyor. Bu blog yazısı Türkiye’nin ihracat çeşitliliğinin zaman içerisindeki gelişimini, gelişmekte olan seçili ülkelerle karşılaştırmalı olarak inceliyor.
2013-2024 döneminde Türkiye’nin ihracat gerçekleştirdiği farklı ürün ve ürün-ülke sayısını 12 haneli GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) ayrımını kullanarak hesaplıyoruz. Buna göre, ihracatı yapılan ürün sayısı bu dönemde 10.487’den 10.810’a yükselirken ürün-ülke kombinasyonu ise yüzde 40’ın üzerinde artarak 167.459’dan 236.864’e çıkmış. Bu durum Türkiye’nin ihracat ağının daha kompleks ve daha dayanıklı hâle geldiğine işaret ediyor.
Öte yandan bu artış, ihracatı yapılan ürün ya da ürün-ülke sayısının küresel çapta da yükseldiği bir durumda, Türkiye’nin ihracat çeşitliliğini artırmada başarılı olup olmadığını tam olarak yansıtmayabilir. Keza, Türkiye’nin ihracat çeşitlendirmesindeki durumunu daha iyi anlamak için diğer ülkelerin ihracat çeşitliliği gelişimini de dikkate almak gerekir. Bu çerçevede, Türkiye ve seçili gelişen ekonomilerin ihracatındaki ürün ve ürün-ülke sayılarının tüm dünyada ihracatı gerçekleştirilen ürün ve ürün-ülke sayılarına oranını karşılaştırıyoruz. Altı haneli HS (Harmonize Sistem) ürün sınıflaması ayrımında Grafik 2 ve 3’te sunduğumuz kıyaslamalarda kırmızı barlar 2013 yılını, siyah noktalar ise 2023 yılını gösteriyor.
İhracat yapılan ürün sayısına bakıldığında 2023 yılında Türkiye, dünyada ihracata konu olan ürünlerin yaklaşık yüzde 84’ünün ihracatını gerçekleştirebiliyor. Gruptaki diğer ülkelere göre yüksek olan bu oran 2013 yılına göre 4,3 yüzde puan artmış. İhracat yapılan ürün-ülke sayısına bakıldığında ise, Türkiye hem 2013 yılında hem de 2023 yılında kıyas grubunda yer alan ülkelerin oldukça üzerinde bir performansa sahip. 2023 verisini yorumlamak gerekirse, küresel olarak ihracat yapılan ürün-ülke bazında her 100 pazarın 22’sinde Türkiye de yer alıyor. 2013 yılında Türkiye’nin her 100 pazarın 16’sında olduğu düşünüldüğünde, bu alanda kayda değer bir güçlenme olduğu söylenebilir.
Ürün-ülke sayısı ihracat çeşitliliğinin bir göstergesi olsa da ihracatın dağılımını tam anlamıyla göstermiyor. Bir ülke çok sayıda ürünü çok sayıda ülkeye ihraç etse de ihracatta belirli yoğunlaşmalar yaşayabilir. Bu nedenle, her ülkenin ihracatındaki ilk 10 ürün, ilk 10 ülke ve ilk 10 ürün-ülke ikilisinin toplam ihracattaki paylarını 2013 ve 2023 yılları için hesaplıyoruz. Buna göre Türkiye hem ürün hem ülke hem de ürün-ülke yoğunlaşmasında ilgili iki dönemde de en az yoğunlaşmaya sahip ülkeler arasında yer alıyor.
Daha düşük bir endeks değeri ihracatın daha dengeli dağıldığını ve yoğunlaşmanın az olduğunu gösteriyor. Buna göre aynı grupta Türkiye, ürün bazında en az yoğunlaşmaya sahip ikinci ülke iken, ülke ve ürün-ülke kategorilerinde ise en az yoğunlaşmaya sahip ülke. Bu durum, analize konu ülkelere kıyasla Türkiye’nin ihracatının belirli bir ürün grubuna veya ürün-ülke ikilisine yüksek derecede bağlı olmadığını, bir diğer ifadeyle çeşitlenmedeki görece iyi performansını gösteriyor.
Son olarak, her ülke için 2013-2023 dönemi ortalama ihracat artışında ürün-ülke düzeyinde yeni pazarların (yayılma marjı) ve mevcut pazarlardaki ihracat artışlarının (yoğunlaşma marjı) katkısını hesaplıyoruz. İlgili ülkeler arasında ortalamada ihracatı en fazla büyüyen ikinci ülke olan Türkiye, aynı zamanda yayılma marjının en fazla katkı sağladığı ülke konumunda. Bu ise, Türkiye’nin hem yeni ürün ve pazarlarla ihracatını genişletmede hem de mevcut satış ilişkilerini derinleştirmede görece iyi performans sergilediğine işaret ediyor.
Özetle, veriler Türkiye’nin ihracatında ürün ve ülke çeşitliliğinin arttığını ortaya koyarken ihracat yapısının daha dayanıklı hâle geldiğini ima ediyor. Ürün ve özellikle ürün-ülke sayısındaki artış Türkiye’nin küresel ticarete entegrasyonunun güçlendiğini gösteriyor. Ayrıca ihracatın dengeli dağılması, dış şoklara karşı direnci artırıyor. Son olarak, ihracat çeşitliliği önemli bir ölçüt olmakla beraber, ihracat performansındaki genel iyileşmeyi daha iyi ölçmek için katma değer ve teknoloji seviyesindeki gelişmeleri de ayrıca dikkate almakta fayda var.